Ekmek otuz bin yıldır insan beslenmesinin bir parçası olmuştur. Karbonhidratlar ve temel besinler, diyet lifi ve fitokimyasallar şeklinde enerji sağlar. Yine de ekmek hakkında birçok yanlış anlama var.
Ekmek Bileşimi
Ekmek, buğday, çavdar, yulaf gibi tahıl tanelerinden yapılır, bu nedenle besin içeriği büyük ölçüde tahılların içeriğine göre belirlenir. Ekmeğin besin bileşimi, ekmek üretmek için kullanılan unun beyaz mı yoksa kepekli un mu olduğuna ve ayrıca tohum veya yağ gibi bileşenlerin eklenmesine bağlıdır.
Günlük enerjimizin yaklaşık yarısı karbonhidratlardan, özellikle nişastadan gelmelidir. Bu nedenle patates, makarna ve pirinçle birlikte ekmek, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli bir bileşenidir. Ekmek ayrıca proteinler ve sadece az miktarda yağ içerir.
Tahıl taneleri diyet lifi bakımından zengindir ve çoğunlukla tahılın dış tabakası olan kepekte bulunan B vitaminleri (örneğin tiamin, niasin ve folat) ve mineraller (örneğin demir, çinko ve magnezyum) dahil olmak üzere temel mikro besinleri sağlar. Bu bileşenlerin ekmekteki miktarı una bağlıdır. Kepekli un beyaz undan daha zengindir.
Tahıl tanelerindeki lifin yaklaşık üçte ikisi çözünmez ve üçte biri çözünür; kepek çıkarıldığında, esas olarak çözünmeyen lif kaybolur. Lif çeşitli sağlık faydaları ile ilişkilidir.
Ekmeğe Yönelik Tüketici Yanılgıları
Ekmek de dahil olmak üzere nişastalı yiyeceklerin kilo alımına neden olduğu giderek yaygınlaşan bir inançtır. Bu inanç, genellikle kısa süreli kilo kaybı için başarılı olan yüksek proteinli/düşük karbonhidratlı diyetlerin artan popülaritesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, kilo kaybına yol açan, karbonhidratlardan kaçınmaktan ziyade genel olarak daha düşük enerji alımıdır. Yakın zamanda yapılan kapsamlı bir inceleme, tam tahıllı (kepekli ekmek gibi) ekmek tüketiminin kilo alımı ile ilişkili olmadığını buldu. Bu çalışma aynı zamanda rafine ekmek ve aşırı karın yağı da dahil olmak üzere diyet kalıpları arasında bir ilişki buldu (ancak ağırlıklı olarak beyaz ekmek tüketimi genel olarak daha az sağlıklı bir diyet yansıtabilir).
Bir diğer yaygın yanılgı da ekmeğin şişkinliğe neden olduğudur. Sağlıklı insanlarda bunu destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Bununla birlikte, çölyak hastalığı veya buğday alerjisi gibi durumlarda, ekmek (ve glüten veya buğday içeren diğer yiyecekler) tüketimi gastrointestinal hasara ve rahatsızlığa neden olabilir. Buğdaya (ve diğer gıdalara) alerjisi olduğunu algılayan kişilerin oranı, gerçek prevalanstan daha yüksektir. Bir alerji veya intoleranstan şüpheleniliyorsa, tıbbi yardım almak ve test yaptırmak önemlidir. Yiyecekleri basitçe kesmek, temel besin maddelerinin daha az alınmasına yol açabilir.
Ekmeklerin Besin Kalitesinin İyileştirilmesi
Ekmek ayrıca tat ve çeşitli fonksiyonel özellikler için eklenen tuz içerir. Tuz, hamur işleme, tat, doku ve raf ömrü için önemlidir. Çoğu Avrupa ülkesinde temel gıda maddesi olan ekmek, bu nedenle toplam tuz alımına en çok katkıda bulunanlardan biridir. Avusturya ve İtalya’da %10-15 ve Hırvatistan’da %30’a varan bir azalma hedefinden çeşitli Avrupa ülkelerinde ekmekteki tuz seviyelerini düşürme girişimleri vardır.
Lif, kepekli tahıllar, tohumlar ve omega 3 yağ asitlerinin eklenmesi gibi diğer ürün yenilikleri ekmeğin beslenme profillerinin iyileştirilmesine katkıda bulunmuştur ve bu yeniliklerin devam etmesi beklenmektedir.
ayhop.com’da Sağlıklı Yaşam alanında hizmet veren binlerce kuruma ulaşmak için TIKLAYINIZ !